Contents

SONUÇLAR

Jeofiziksel yüzey araştırması ve deneme kazıları, şehrin farklı niteliklerinin anlaşılmasında 1990'ların arkeolojisinde benzerine nadir rastlanabilecek düzeyde yeni olanaklar sunmuştur Kalıntıların bugünkü toprak yüzeyine oldukça yakın olmaları, şehrin bir yangınla yokolmuş ve buradaki yerleşimin oldukça kısa sürmüş olması gerçekçi bütçe sınırlamaları içinde kalmakla birlikte araştırmaların devamlılığım mümkün kılmaktadır.

1996 yılı deneme kazılan şehrin ömrünün büyük ihtimalle bir nesilden de kısa sürdüğünü ve şiddetli bir yangınla yokolduğunu kanıtlamıştır. Birden fazla yapı dönemi bulunmakla birlikte bunların hepsinin tek bir yapı katmanına ait olduğu anlaşılmıştır. Şehrin inşasının, varolduğu dönem boyunca kesintisiz biçimde devam ettiği görülmektedir. Soyluların evleri, imparatorluk ahırları ve diğer benzerî yapıların varlığı gelişmiş ve canlı bir şehri çağrıştırmaktadır. Yüzey araştırması verileri ve jeofiziksel çıktıların analizi, kazılarla ortaya çıkan ve mikromorfolojik incelemelerden elde edilmesi beklenen daha somut bilgiler ışığında devam etmektedir. Savunma sistemi hakkındaki görüşlerimiz yukarıda kısaca anlatılmış olup, çok daha karmaşık olan şehrin iç dinamiklerinin anlaşılmasında da ilerleme kaydedilmekle birlikte sitin tüm potansiyellerinin anlaşılabilmesi ve doğu ve batı imparatorlukları Orta Anadolu'da biraraya geldiklerinde ortaya çıkan yapıcı dönem içerisinde şehir planlamasının gelişimi açısından yerinin ne olduğunun tanımlanabilmesi için daha fazla bilgiye ihtiyaç vardır.

Yazılı belge gibi kesin kanıtlar bulunamamış olmakla birlikte şehrin Med İmparatorluğunun başkenti ve Herodot'un bahsettiği Pteria olarak tanımlanması daha da olası hale gelmiştir.

Contents