Haziran ayının tamamı ve Temmuz ayının ilk yarısı boyunca şehrin orta-güney
kısmında iki açma kazılmıştır (Şekil 74). Açma TR27 ve TR28, 2002, 2004 ve 2010 yıllarında
yürütülen jeofizik araştırmalarında (Şekil 75 ve 76) tanımlanan iki odalı büyük bir bina (A
Yapısı) ile bitişiğindeki daha küçük bir binanın (B Yapısı) önemli bir kısmını açığa çıkarmak
amacıyla konumlandırılmıştır. 26.5m x 12.5m boyutlarındaki A Yapısı’nın, büyüklüğü ve
konumu itibariyle diğer kentsel bloklardan farklı olması nedeniyle, kazılardan önce bir
tapınak ya da başka bir kamusal bina olabileceği öngörülmüş olup; jeofiziksel araştırmalarda
elde edilen verilerden, bu yapının şehrin nihai yıkımı esnasında kasten ateşe verildiği
düşünülmüştür. Dolayısıyla, bu iki açmanın kazılmasının nedenleri, söz konusu yapıların
rekonstrüksiyonu yapılmış planlarının doğruluğunu test etmek, inşaat ve yıkım süreçlerini
incelemek ve mümkünse yapıların işlevleriyle ilişkili somut delilleri ortaya çıkarmaktı (Şekil
77, 78 ve 79).
Toplamda 220.5m2 alanı açığa çıkaran Açma TR27, 20m uzunluğunda, 11.5m ve 11m
arasında değişen bir genişliktedir (Şekil 80). Bu açma, A Yapısı’nın kuzeydoğu çeyreği ve ön
tarafının bir kısmı ile kuzeye ve A Yapısı’nın kuzeye ve aşağı doğru yıkılan duvarlarının
büyük bir kısmını açığa çıkarmak amacıyla konumlandırılmıştı. A Yapısı’na ait yıkılmış
molozların kuzeye taşınmasıyla, A Yapısı’nın kuzeyinde yer alan başka bir kentsel yapı
adasının güney duvarının bir kısmı ve güneydoğu köşesi ile beraber söz konusu yapı adasının
köşesine bitişik olup, doğuya uzanan bir istinat duvarı açığa çıkarılmıştır. (Şekil 81). A
Yapısı’nın kuzey duvarı ile bahsedilen kentsel bloğun güney duvarı arasındaki dar alanda, A
Yapısı’nın yanından geçen, döşenmemiş bir sokak yüzeyine rastlanmıştır.
A Yapısı’nın güney kenarının tamamı boyunca uzanan 1m genişliğindeki taş duvar, dört
taş sırası boyunca korunmuş olup, duvarın en yüksek yeri 1.4m.ye erişmektedir. Bu duvar da,
Kerkenes Dağı’na özgü olarak, dış yüzeyinin kesilmemiş granit taşından harçsız örülerek,
içinin granit molozla doldurulması ile inşa edilmiştir. Duvar, hem A Yapısı’nın üst yapısının
temelini oluşturmuş, hem de arazinin eğimi boyunca zeminin yüzeylenmesini sağlayan,
1m.den yüksek toprak dolguyu tutmak için bir set işlevi görmüştür. Maalesef, A Yapısı’nın
kazılan kısımlarında zemine dair bütün kalıntılar ve sütun kaideleri, eşikler ve ocaklar gibi her
türlü iç mekan ögesi, önemli ölçüde gerçekleşen erozyon tarafından yıkanmıştır. Yapının
kuzeydoğu köşesinde duvar, yapının önüne doğru bir metreden fazla gelecek şekilde
dönmekte ve burada daha az özenle örülmüş, daha dar ikincil bir duvara dayanmaktadır. Bu
ikincil duvar, yapının önündeki açıklık boyunca inşa edilmiş olup, yer ve yapının içerisinin
görülmesini engellemek amacıyla ya da binanın ön tarafını erozyona karşı sağlamlaştırmak
amacıyla daha sonradan eklenmiştir.
Yapının iç kısmında, giriş odasını (Oda I) ana odadan (Oda II) ayırmak amacıyla, bir iç
duvar inşa edilmiştir. Özgün ebatlarıyla Oda I, 4.5m.ye 10.5m, Oda II ise 10.5m.ye 19m.dir.
İki oda zemininin de kuzeye doğru eğimlenme sebebiyle tamamen erozyona uğraması, bu
odaların nasıl döşendiğine ve kullanıldığına dair herhangi bir tespiti engellemiştir. Ancak Oda
II’nin içindeki dolgunun muhtemelen en üst seviyesinin kenarında iki taş sırası bulunmuştur.
Bu taş sıralarının ikisi de iç odaları ayıran duvara paralel olup, özgün yer zemininde bulunan
bazı ögelerin temelini oluşturmaları muhtemeldir.
Yapının dışında, yıkıntıların altında, A Yapısı’nın kuzeyinde yer alan kentsel yapı
adasının çevre duvarı keşfedilmiştir. Kentsel yapı adasının kazılan kısmının içerisinde A
Yapısı’nın yıkıntı tabakası dışında herhangi bir öge bulunmamıştır. Yapı adasının güneydoğu
köşesine dayanan ikincil duvar ise tepenin eğimine dik gelecek şekilde uzanmaktadır. Bu
duvar, yapı adasının doğusundan aşağıya doğru oluşabilecek erozyonu engellemek amacıyla,
bir istinat duvarı olarak inşa edilmiştir. A Yapısı’nın hemen önünde, bu duvardan yukarı
eğimlenen alan, erozyonun taşıdığı dolgu tabakasının altında yer alan A Yapısı’na ait
yıkıntının dışında, buluntudan yoksundur. Yapının ne önünde ne de etrafında taş döşemeye ait
hiçbir kalıntıya rastlanmamıştır.
A Yapısı’nın kuzey duvarı ile kentsel yapı adasının dış duvarı arasında 1m
uzunluğunda, 1.5m eninde dar bir geçiş yolu açığa çıkarılmıştır. Burada, A Yapısı’nın
yıkıntıları altında, kumlu bir katman bulunmuştur ki bu katman Kerkenes Dağı’nda 2004 ve
2008 kazılarında bulunan döşenmemiş yollarla aynı özellikleri taşımaktadır (Şekil 82). Bu
yoldan birkaç mikromorfoloji ve gevşek toprak örneği alınmış ve şehrin içindeki eski trafik
motiflerinin bilgisayar simülasyonu sonuçlarını test etmek amacıyla devam etmekte olan
projenin bir parçası olarak analiz edilmek üzere İngiltere Cambridge Üniversitesi’ne
yollanmıştır.
Açma TR28, TR27nin batı ucundan 7.5m uzaklıkta bulunmaktadır. 52 m2lik bir alanı
kaplayan açma, 7.5m boyunda ve 7m enindedir (Şekil 83). A Yapısı’nın batı duvarının yarısı
ile birlikte hemen arkasındaki B Yapısı’nın bir çeyreğini açığa çıkarmak üzere
konumlandırılmıştır. TR27 açmasında olduğu üzere, A Yapısı’nın içindeki Oda II’nin
arkasındaki dar açıklıkta ne zemine ne de iç mekan ögelerine rastlanmıştır. A Yapısı’nın batı
duvarı, kuzey duvarından biraz daha geniş ve yüksektir. A Yapısı’nın batı duvarının daha
geniş olması, duvarın altındaki alan ve A ve B Yapıları arasındaki boşlukta yer alan
anakayanın önemli ölçüde eğimlenmesi ile ilişkili olabilir. TR27dekine benzer kumlu dolgu
malzemesi, A Yapısı’nın kuzeybatı köşesinin en alt taş sırasının altından B Yapısı’nın
kuzeyindeki dış bölgesine kadar uzanır şekilde gözlenmiştir.
B Yapısı’nın kuzeyi ve doğusu boyunca kazılan dış duvarlar, A Yapısı’ndan fark edilir
derecede küçüktür (Şekil 84). Binanın kuzey duvarı B Yapısı’nın kuzeydoğu köşesinden
ileriye devam etmekte ve A Yapısı’nın batı duvarından biraz daha kısa kalmaktadır. Söz
konusu uzantı, duvarın hemen güneyinde, altta yatan anakayadaki yarım metrelik düşüşü
dolduran dolguyu desteklemek; böylece erozyonun A Yapısı’nın batı duvarı ve B Yapısı’nın
doğu duvarının altını oymasını engellemek amacıyla inşa edilmiş olabilir. B Yapısı’nın doğu
duvarına ait sığ temel çukuru, bu duvarın güney kesimi boyunca, anakayanın keskin iniş
yaptığı alana kadar kaydedilmiştir ki bu temel çukurunun açılmasının nedeni ilave
sağlamlaştırma sağlamak olabilir.
B Yapısı’nın içerisinde, tek bir iç duvar ve bu duvarın doğu ucunda 1m genişliğindeki
bir kapı eşiği, B Yapısı’nın kazılan kısmını iki odaya ayırmaktadır (Oda I ve II). Ayırıcı
duvardaki yanık, bir zamanlar bu taş temelin üzerinde yatay kirişlerin uzandığına işaret
etmektedir. Binanın üst yapısına dair daha fazla muhtemel kanıt, ayırıcı duvarın kuzeyindeki
Oda I’in taş döşemesinin üzerinde bulunmuştur. Taş döşeme, kuzey duvarı boyunca uzanan
yarığa benzer bir boşluk hariç duvardan duvara döşenmiştir. Altındaki anakayaya kadar açık
bu yarık, güney duvar yüzü boyunca yer alan ve diğer döşeme taşlarından biraz daha alçak
yerleştirilmiş dört taşın hemen karşısında bulunmaktaydı. Bu taşlar, bahsi geçen yarık ile
odanın kuzeydoğu köşesindeki zemin döşemesinin üzerindeki boşlukla beraber, Oda I’in
tavan ve duvarlarını desteklemekte kullanılan dikey sütunların temelini oluşturmuş olabilir.
Oda I ve Oda II arasındaki geçişte, bir zamanlar asılı duran kapıya dair kanıtlar da
bulunmuştur. Oda I’in hemen kuzeyinde taş döşeme üzerinde, küçük demir bantların ve demir
çivilerin hala üzerinde olduğu kül ve kömür kalıntılarının yoğun olan alan, muhtemelen ahşap
kapının kalıntılarıdır.
Oda I’de bulunan zemin döşemesi, odaların arasındaki eşikten devam ederek güneye,
tek bir sıra taştan oluşan yürüme yolu haricinde döşemesiz olan Oda II’ye uzanmaktadır. Oda
II’nin üst yapısının ya da çatısının doğasını öğrenmemizi sağlayabilecek herhangi bir kanıta
rastlanmamıştır. Ancak yükseltilmiş yürüme yolu ile görünüşte kapının zeminindeki boşluğu
kapatmak amacıyla, iki oda arasındaki geçişte bulunan döşemenin üzerine bilhassa sıralanmış
taşlar, su, çamur veya gübrenin Oda I’e girmesini engelleme işlevini görmüş olabilir.
Açmanın en güneybatı köşesinde, ayırıcı duvara bitişik ve yapısal olmayan küçük bir duvar,
bir şekilde Oda II’nin alanını muhtemelen sınırlamaktaydı ki bu duvar, taş temelinin kenarına
dayalı olarak kurulmuş çöp deposunun kenarı olabilir.
Buluntular
TR27 Buluntuları
TR27’de kayda değer az eser bulunmuş olup, bunların hiçbiri in situ değildir. Bunun
sebebi A Yapısı’nın içerisinde ve etrafındaki bütün yüzeylerin şiddetli erozyona uğramış
olmasıdır. 5 adet demir çivi parçası TR27de dağınık olarak bulunmuştur. Bunlar, bir zamanlar
bir yangında harap olmuş A Yapısı’nın ahşap üst yapısının parçası olabilirler. Bunlara ek
olarak, Oda I’e ait alt yüzey dolgusunda bir adet demir ok ucu (Şekil 85) ve Oda II’nin alt
yüzey dolgusunda ise neredeyse eksiksiz, boyalı yonca tipi küçük bir testi (Şekil 86)
bulunmuştur. Eserlerin hiçbiri, A Yapısı’nın nasıl kullanıldığına dair bir ipucu
içermemektedir.
TR28 Buluntuları
TR28’deki Oda I, taş döşeli zemininin üzerinde in situ objeler barındırmaktaydı. Bunlar
arasında, üçayaklı bir adet taş kap (Şekil 87), bir adet bakır alaşımı ok ucu, yıldız şeklinde
neredeyse özdeş iki adet gümüş nişan (Şekil 88), kalay alaşımı küçük bir adet boncuk, demir
kapı şeridi parçaları, kapı parçasına geçen çiviler ve ağır derecede kırılmış seramik kaplar
(Şekil 89) bulunmaktadır. Bunlara ek olarak, Oda I’in zemin tabakasından alınan toprak
örneklerinin ilk analizinde, kömür, tahıl ve bir üzüm çekirdeği bulunmuştur. TR28’de
bunların dışında kayda değer obje bulunmamıştır.
Geri Dolgu İşlemi
TR27 ve TR28’in kazılması ve belgelenmesini takiben, açığa çıkarılan yüzeyler ile
duvarların üst tarafına jeotekstil serilerek, her iki açma da modern yüzey seviyesine kadar geri
doldurulmuştur. Daha sonra, kazılar esnasında açığa çıkarılan her duvar, modern yer
yüzeyinin üzerinde üç taş sırası oluşturacak şekilde yeniden örülmüştür. Böylelikle
ziyaretçiler, antik duvarların nerede bulunduğunu görebilirken; korunmuş Demir Çağı
duvarlarının zarar görmesi engellenmiştir (Şekil 90).
|