up İçindekiler

ÖZET

Kerkenes Dağı adıyla bilinen, denizden yaklaşık 1500 m. yükseklikte geniş bir granit dağ kütlesinin üzerine surları yamaç sırtlarında yeralacak şekilde ustalıkla yerleştirilen şehir, Anadolu platosunda bugüne değin bulunmuş en büyük Helenisitk dönem öncesi sitidir.

1995 yılı arazi çalışması, araştırma bütçesinin beklenenden az olmasına rağmen bu açığın çeşitli yollara kapatılmasıyla sekiz hafta sürdü. Araştırma ekibi üyeleri, sayılarının sınırlı olmasına rağmen sıkı ve özverili bir çalışmayla sezonun planlanan hedeflerine ulaşmasını sağladılar. Çalışmanın odak noktasını jeofiziksel araştırma ve şehir planının hazırlanması oluşturuyordu. Yalnızca eski savları doğrulamakla kalmayarak şehir hakkında gelecekte yapılacak araştırmalar için yeni boyutlar sunan sonuçlar ise oldukça şaşırtıcı ve heyecan vericiydi. Araştırma planlandığı gibi 1996 yılında son bir arazi çalışması ile devam edecek ve bu son sezonda yapılacak küçük deneme kazıları yardımıyla jeofiziksel araştırmadan elde edilen sonuçların değerlendirilmesi ve başka soruların da cevaplandırılması mümkün olacaktır. Şehir planı, 1993/94 yıllarında çekilmiş olan balon fotoğraflarının yüzey kalıntılarıyla karşılaştırılması sonucu fotoğraflar üzerinde hazırlanan^ plan taslaklarının daha sonra rektifiye edilerek topoğrafik haritaya işlenmesi yöntemiyle zenginleştirildi. Bilinen iki tapınak kalıntısı detaylı biçimde belgelendi, Kalede yeralan Bizans ve daha erken devirlere ait duvarların rölöveleri alındı, ve bölgesel çevre araştırması tamamlandı.

Böylece şehir dinamikleri belirlenmiş, mekanın kamusal/idari, askeri, dini, (konut alanlarında büyüklüğe dayalı bir hiyerarşi veya sınıflanmaya bağlı olarak) sivil yerleşim ve işlevleri henüz belirlenemeyen diğer amaçlar için nasıl bölündüğü daha kolay anlaşılır hale gelmiş oldu. Saray alanının şehrin diğer kısımlarından ayrılmamış oluşu, yöneticilerin şehir sakinlerinin kendilerine bağlılığına güvendiklerini göstermektedir ki, bu şehirde oturanların kimliklerinin ve bunların çevrelerindeki kırsal nüfusla olan ilişkilerinin tanımlanabilmesi açısından önemli bir gözlem oldu. Askeri bakımdan sur içinden duvarın her noktasına kolayca ulaşmak veya sur kapılarını kullanmak suretiyle yalşaşan bir orduyu hızlı bir biçimde karşılamak mümkündür.

Ön Sonuçlar :
  1. Surlar, burçlar ve pekitme ayakları, sur kapıları ve dışyüzdeki taş döşeli şevlerden oluşan heybetli savunma sistemi ile şehrin askeri amaçlı olarak yorumlanan alanlarının (ahırlar, padoklar, kışlalar, talimgahlar gibi) inşaasmın tamamlanamamış olduğu gözlemlenmiştir. Bu savunma yapılarının şehrin terkedilmesinden bir süre önce boşaltıldığı düşünülmektedir.
  2. Şehir bir yangınla, büyük ihtimalle Krezüs tarafından M.Ö. 547'de yakılarak yokedilmiştir.
  3. Daha sonraki dönemlere ait yerleşimler yalnızca Kale bölgesinde bulunmaktadır.
  4. Jeofiziksel araştırmadan anlaşıldığına göre yüzeyde ve balon fotoğraflarında kalıntıları görülen taş duvarlarla çevrili alanların bugün toprak altında bulunan yapı, avlu ve diğer elemanlarla dolu olduğu görülmüştür. Söz konusu yapıların çoğunun konut amaçlı olmakla birlikte bir kısmının da farklı işlevlere sahip olduğu kabul edilmiştir. 1996 yılında yapılacak deneme kazılarıyla bunların işlevleriyle ilgili sorulara cevap aranacaktır. Bunun ardından konut birimlerinin sayısına dayanarak şehir nüfusu hakkında gerçekçi tahminler yapmak mümkün olabilecektir.
  5. 1995 yılında tamamlanan bölgesel araştırma sonuçları, 5 kilometrelik bir yarıçap içinde Kalkolitik devirden Roma/Bizans dönemine kadar sürekli değişim gösteren bir yerleşim modeli sergilemektedir. Söz konusu değişken yerleşim modeli çevre tahribi sonucu ormanların yokoluşundan ve erozyondan kaynaklanmaktadır.
up İçindekiler