Şek. 12 | Şek. 13 |
Şek. 14 | Şek. 15 | Şek. 16 | Şek. 17 | Şek. 18 |
|
|
1999 yaz sezonunda gerçekleştirilen başka bir
çalışma ise “Kapadokya Kapısı” çevresinin ve “Saray Kompleksi”nin doğu
cephesinin temizlenmesidir (Şekiller 12-18). Ortaya çıkarılan yapıların planları çizilmiş,
eğimli taş yüzeylerdeki döküntü ve yanıkların uygun bölgelerinden kesitler
hazırlanmıştır. Cephelerin ölçekli çizimleri tamamlanmış ve bir EDM ile
cephelerin 3 boyutlu koordinatları tespit edilmiştr. Fotografik belgeleme çalışması
siyah-beyaz, slayt ve dijital fotoğraflardan oluşmaktadır. Bunlara ek olarak ODTÜ
Mimarlık Fakültesi’den iki teknisyen stereo-fotografik belgeleme çalışmasını
tamamlamışlardır. Çizimler ve imajların üzerindeki çalışmalar sonbaharda
bitirilecektir. “Kapadokya
Kapısı” Bu eğimli taş yüzeye ait pek çok kısım yapım teknikleri açısında değerlendirildiğinde, bu yüzeyin düz bir zemin oluşturmak amacıyla aynı seviyeye getirilmiş olduğu düşünülen doğal kırmızı kumlu bir kil tabakası üzerine inşa edildiği anlaşılmaktadır. Bu yüzey, -bazılarının yüksekliği 1,5m. yi bulan- alışılmadık büyüklükteki taşlarla, ustalıkla ve harç kullanılmadan –kuru olarak- inşa edilmiştir. Duvar, düzenli taş sıralarına sahip değildir ve yüzeydeki taşlar bir moloz taş çekirdek üzerinde yer almaktadır. Tüm yüzey harç kullanılmadan örülmüş, uyumlu biçimde yerleştirilen iri taşların arasındaki boşluklar küçük taşlarla doldurulmuştur. Ayrıca en alt sırayı oluşturan taşların, yüzeye açı vermek üzere küçük taşlarla desteklendiği görülmektedir. Tüm cephe beyaz kil tabakasıyla kaplanmadan önce, destek taşlarının kumlu kırmızı kil tabakasıyla gizlendiği anlaşılmaktadır. Eğimli yüzeyin, en üstteki taş sırasından en az 1m. veya daha fazla bir yüksekliğe kadar uzanarak, şu anda mevcut olmayan üst yapının dikey yüzüyle birleştiği tahmin edilmektedir. “Kapadokya Kapısı” temizlik çalışmaları sırasında ortaya çıkan şaşırtıcı bulgulardan biri de döküntü taşların fazlalığıdır. Bu durum, eğimli yüzeyin üzerinde taş bir üst duvarın var olduğunu ve böylece şehrin koruma sisteminin tamamlandığını ortaya koymaktadır. Sadece Payanda 1’in kuzey yüzeyinde değil, bir çok başka yerde de yangın izlerine rastlanmıştır. Bu da Demir Çağı şehrini yıkan yangın sırasında, surun ahşap elemanlarının da yandığını göstermektedir. “Kapadokya Kapısı”nın içinde yapılan temizlik çalışmaları eğimli taş yüzeyin kapı geçidinin iki yanına kadar uzandığını göstermiştir. Geçit üzerindeki çalışmalara yeni başlanmış olmakla birlikte, geçidin 2,20m. genişliğinde olduğu açıkça bellidir. Kapının batı duvarına yakın bir test çukurunda, gri bir zemin üzerinde Demir Çağı’na ait seramik parçaları, yine aynı derinlikteki Bizans Dönemine ait seramik parçaları ile birlikte bulunmuştur. Kapının Bizans Dönemi’nde de kullanıldığına ait başka deliller de vardır. Şöyle ki, kapı geçidinin doğu duvarının Bizans Dönemi’nde tekrar açıldığı saptanmıştır. Duvarın yeniden açılışı sırasında, iki kumtaşı bloğunun duvarın şu anki tepesine yerleştirildiği görülmektedir. Bu bloklar üzerinde motifler yer almaktadır ki, bunlardan bir tanesi, bir kilise ile etrafındaki mezar taşlarını tasvir etmektedir. "Saray
Kompleksi" Cephesi Gelecekte yapılacak herhangi bir çalışma için öncelikle “Saray Kompleksi”nin ana girişinin yerinin saptanması gerekmektedir. Ancak, girişin doğu cephesinin ortasındaki derin nişte olmadığı şimdiden kesinlik kazanmıştır. Konservasyon Orijinal tabanların temizlenerek ortaya çıkarılmasından sonra, bu tabanların korunması gerektiğine karar verilmiştir. Bu yüzden orijinal tabanların üzeri, kalınlığı 15cm.’yi bulan kum, çakıl ve topraktan oluşan bir koruyucu tabaka ile kaplanmıştır. “Kapadokya Kapısı”nda yağmur suyunu emmesi için koruyucu tabakanın üstü ayrıca bir tabaka daha kumla kaplanmıştır. “Kapadokya Kapısı” geçidinin tamamen temizlenmesi ve sağlamlaştırılmasının en azından iki sezonluk çalışma daha gerektirdiği anlaşılmıştır. Girişin tabanı naylon örtülerle kaplanmış ve bu kaplamanın üstü kum ve toprak ile örtülmüştür. Buna ek olarak döküntü taşlar, girişte ortaya çıkan duvarları gelecek sezona kadar korumak için kullanılmıştır. “Saray Kompleksi”nin güney ucunda ortaya çıkan teras duvarının arkasında biriken yağmur suları ile yıkılmasının önlenebilmesi amacıyla, duvarın açığa çıkan yüzü önüne bir istinat duvarı inşa edilmiştir. Fakat bu koruma çalışması geçici bir çözüm olarak görülmektedir. |
sayfa 3 |