|
|
|
|
|
Şekil
14 |
Şekil
15 |
Şekil
16 |
Şekil
17 |
|
|
|
|
Şekil
18 |
Şekil
19 |
Şekil
20 |
Şekil
21 |
|
|
|
|
Şekil
22 |
Şekil
23 |
Şekil
24 |
Şekil
25 |
KAZI SONRASI ÇALIŞMALARI
Kapadokya Kapısı'nın Simülasyonu
'Kapadokya Kapısı'nın yeni mimari rekonstrüksiyonları ve grafik simülasyonları
(Şekil 14),
bu etkileyici anıtın özgün görünümünün gerçekçi görsel betimlemelerini
sunmaktadır. Bu görsel betimlemeler aynı zamanda, belki de ancak kapı
geçidi ile kapı geçidine eklenen iç odanın önümüzdeki üç yıl içinde
tamamlanması planlanan temizlik çalışmaları sonucunda çözülebilecek
önemli mimari sorunları da daha açık bir biçimde ortaya koymaktadır.
Önemli bilinmezler arasında, büyük ihtimalle taş olduğu düşünülen özgün
yol kaplaması ve kapı geçidini oluşturan bu taş kaplı yüzeyin drenajının
nasıl sağlandığı bulunmaktadır. Kapı geçidinin dış kısmının, özellikle
geçidin genişliğinin aslında Şekil 14'te
gösterilenden daha dar olduğu anlaşıldığı takdirde, geçidin iki yanına
bitişik kuleler arasında geçişi sağlayacak biçimde bir üstörtüye sahip
olduğu düşünülebilir. Bu türden bir düzenleme, kapının savunulmasını
açısından da uygundur. Fakat geçit üzerinde yeralabilecek bu türden
bir yaya geçişinin nasıl taşındığı konusu henüz açıklığa kavuşturulamamıştır;
tonozlu bir üstörtü kullanılmış olabileceği gibi, bu üst geçit uzun
yatay ahşap kirişlere taşıtılmış da olabilir. Kulelerin ön kısmında
yeraldığı düşünülen kumtaşı dendanlar, geçit üzerindeki seğirdim kotu
boyunca da devam etmiş olabilir. Asur ve Urartu Demir Çağı kentlerinin
görsel betimlemelerinde görülen örneklere uygun olarak, kapı geçidi
üzerinde yer alan dendanların daha yüksek olan kulelerinkiyle değil
surlarınkiyle aynı kotta bulunduğu düşünülebilir.
Kapı içi ve çevresinde yapılması öngörülen temizlik çalışmaları öncesinde,
hem bu etkileyici anıtın korunma sorunlarını hem de onu görmeye gelecek
olan ziyaretçilerin güvenliğini göz önüne alan detaylı bir konservasyon
ve sınırlı rekonstrüksiyon önerisi hazırlanacaktır.
'Saray Yapı Grubu'nun Anlaşılması
Şimdilik 'Saray Yapı Grubu' biçiminde adlandırılan bölgenin doğu ucunda
geçtiğimiz yıl yapılan kazı çalışmalarında Yapı C'nin iki odasından
büyüğünün tabanı üzerinde bir grup eksiksiz keramik kap ve kapak ele
geçirilmiştir. Bu yıl Noël Siver bu alışılmadık biçimli kapların rekonstrüksiyonunu
tamamlamıştır. (Şekil 15).
Söz konusu buluntular arasında, iki kulplu bir küçük pithos, dış yüzünde
kalın beyaz boya ile çizilmiş iki bant yer alan ve tabanı ile kulplarının
da boyanmış olduğu anlaşılan konik biçimli büyük bir çanak ve tek kulplu
iki büyük yassı kapak yer almaktadır (Şekil 16
ve 17).
Bu kaba kaplar elle yapılmış olup, pithos dışındakiler oldukça düşük
bir ısıda pişirilmiştir. Büyük çanağın iç yüzü ile pithos ve kapakların
dış yüzleri düzeltilerek cilalanmıştır. Aynı odada eksiksiz bir ince
sürahicik ile benzerlerine ait parçalar bulunmuştur; eksik parçalar
odanın kazılmayan yarısında olabilir. Bu büyük kaplar ile kapakların
kullanılış amaçları ve dolayısıyla içlerinde bulundukları odanın işlevi
halen sırrını korumaktadır. Başka ipuçları sağlayabileceği düşünülerek,
organik kalıntılara ait izler bulabilmek için bu kaplardan örnekler
alınmıştır.
Yine aynı odada az sayıda vişne çekirdeği bulunmuştur. Elde edilen farklı
buluntular arasında ise, büyük ihtimalle ahşap kutucuklar üzerine yeleştirilmiş
olan küçük kemik kakma parçaları sayılabilir (Şekil 20).
Bulunan kakma parçaları basit taç yaprağı ve kare biçimlerinde olup,
üstlerinde ince çizik bezemeler yer almaktadır; bunların tamamı yangın
nedeniyle renk değişikliğine uğramıştır. Söz konusu odada ele geçenler
nasıl yorumlanırsa yorumlansın, bir konut işlevi ya da kullanımına işaret
etmediği açıktır.
Geçen yıl Yapı D'de bulunan ahşap parçalarının türü, doğu kayını olarak
tanımlanmıştır; bu tür ahşap, ne yazık ki, dendrokronolojik, yani ağaç
halkalarına göre yapılan tarihlendirme çalışmaları için uygun değildir.
Yapı D ile Yapı A arasında kalan dar boşlukta çok miktarda kırık keramik
parçası bulunmuştur. Geçen yılın raporunda yer alan huni ile üç-ayaklı
kaba ek olarak, bir kaç adet kesik gaga ağızlı, el yapımı, kırmızı hamurdan
sürahi de ele geçirilmiştir. 2001 yılında Noël bunlardan bir tanesini
tamamen (Şekil 24),
diğer bir kaçını da kısmen restore etmiştir. Sürahiler genel olarak
benzer biçimli olmakla birlikte, boyutları standart değildir ve ağız
ve kulplarının tam biçimleri arasında farklılıklar bulunmaktadır.
Keramik Parçaları ve Diğer Bazı
Buluntular
Etkileyici bir çeşitlilik sunan el yapımı keramik kaplar silsilesine
ek olarak (Şekil 16
-18)
Orta Anadolu Platosu'nda yer alan Boğazköy ve Gordion gibi başka sitlerde
ele geçenlerle paralellik gösteren daha ince keramik kaplara ait parçalara
da rastlanmıştır; fakat bunların hiçbiri özgün kontekst içinde ele geçmemiş
ve hiç bir eksiksiz kaba da rastlanmamıştır. Boğazköy'de çalışan araştırmacılarla
yapılan işbirliği sonucu, Kerkenes'deki yerleşime yakın tarihli katmanlarda
bulunan keramik kap çeşitleri arasında da çark yapımı çok benzer ince
keramiklere (örneğin siyah cilalı kabartmalı kap, Şekil 19
gibi) rastlandığı anlaşılmışsa da, Boğazköy buluntuları arasında aynı
döneme ait el yapımı bir keramik buluntu grubu yer almamaktadır. Birbirinden
kuş uçuşu 50km uzaklıkta olan bu iki yerleşimde elde edilen keramik
buluntu repertuvarları arasında izlenen farklılıkların, küçük kronolojik
değişiklikler, bölgesel yerel gelenekler, kültürel tercihler ve ticaret
ilişkileri gibi nedenlerden hangilerine bağlı olduğunun anlaşılması
gelecekte yapılacak araştırmalar ve işbirliği için üretken konu başlıkları
sunmaktadır.
Diğer tanımlayıcı buluntular arasında, ikisi de iyi bilinen tiplerden
olan bir adet kırık iki dilli ve iki halkalı bronz iğne ile yine kırık
bir bronz fibula (Şekil 21)
ve cilalı ve delikli bir taş koşum parçası (Şekil 22)
sayılabilir.
Yazıya İlişkin Kanıtlar
Bu büyük şehrin ve egemenliğine verilen bölgenin kuruluşu ve yönetimi
yazılı haberleşme ve kayıt tutma sistemlerini gerekli kılmış olmalıdır.
Kerkenes'de yazılı dile ilişkin elde edilen ilk bulgular, tamamı ya
da çoğunun harf olduğu düşünülen 10 adet işaretten ibarettir; bunlar
'Saray Yapı Grubu'nda ele geçen keramik kapların yüzeyine çizilmiş olarak
bulunmuştur (Şekil 23,
24
ve 25).
İşaretler genellikle tekildir, fakat bir tanesi iki şekilden oluşmuş
gibi görünmektedir. Bunların, kaplar pişirildikten sonra çizildiği anlaşılmaktadır.
İşaretlerden bir kaçına sürahilerin sırt kısmının üst tarafında rastlanmış
olup, bunlar kulbun arkasında kalan bölgeye ya da kulbun biraz sağ tarafına
yerleştirilmişlerdir. Bu dikkatli yer seçimi, grafiti ihtimaline terstir
ve bilinçli bir kayıt tutma çabasını örneklediklerini düşündürmektedir.
Bir huni ve bir tabanda rastlanan işaretlerden, bunların hepsinin kapların
kapasite ya da içerikleri ile ilgili olamayacağı anlaşılmaktadır. Amaçları
bilinmeyen bu işaretlerin, üretici ya da iyelik gösterip göstermediği
ya da kapların kullanımı ile ilgili idari bir gösterge olup olmadığı
bilinmemektedir.
İşlevleri ne olursa olsun bu işaretler, yazılı ya da yazısız bir kayıt
tutma düzeni olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bu özel sistemde kullanılan
dilin yerel (Anadolu'ya özgü) olması mümkündür. Bu durum kabul edilecek
olursa, bu bir kaç işaretin Kapadokya dilinin Frigya diline benzer bir
alfabetik düzende yazılışına dair ilk bulgular olabileceği düşünülebilir.
|
|