İçerik

 

YAKIN ÇEVREDE YERALAN DİĞER SİTLERİN İNCELEMESİ


Araştırma bölgesinde yeralan ve bilinen tüm sitlere ait bir döküm bu raporun sonuna eklenmiştir ve araştırma devam ettiği süre boyunca yenilenecektir. Araştırma bölgesi iki nedenden ötürü Kerkenes Dağ'ın yakın çevresiyle sınırlandırılmıştır
(1) Projeyi ana konusu olan sitten saptirmamak için,
(2) Dr. Ron Gorny tarafından Alişar Höyük'teki eski kazılara dair incelemeleri ve yeni kazı çalışmalarını ve buna bağlı olarak, Kerkenes'e sadece 8 kilometre mesafede bulunan Çadır Höyük'te yürüttüğü kurtarma kazılarını desteklemek amacıyla başlatılmış olan çok daha geniş ölçekli bir çalışmayı tekrar etmemek için.

Aslında araştırmalarımızda pek çok konuda işbirliği yapabilmemiz son derece olumlu. Kerkenes Projesinin birinci amacı aynı döneme tarihlenebilecek sitlerin yerini belirlemek, özellikle de Krezüs'ün Pteria halkını esir ettiğini ve çevre köylerde oturan halkı da yurtlarından kovaladığını anlatan Heredot'un tanımlarına uyan diğer sitleri bulmak. İkinci bir amaç ise zaman içinde bölgedeki yerleşim biçimlerini ve arazi kullanımını incelemek; bu hem kendi başına ilginç ve yararlı bir çalışma, hem de bize geleneksel arazi kullanımı ve ormanların yokoluşu konusunda bilgi verebileceğini umuyoruz. Araştırma yoğun ve bölgenin büyük kısmında yürüyüşleri ve köylerden yerel bilgi toplanmasını içeriyor. 1995 yılında tercihan sonbaharda tarlaların sürülmesinden sonra yürüyerek incelenmesi gereken yalnızca küçük bir alan kaldı.

Genel İzlenimler

Sorgun daha önce Büyük Köhne adıyla, bir ara da Yeşilova olarak biliniyordu. Eğriöz Suyu da bir dönemde Yeşilova Suyu olarak adlandırılmıştı. Sorgun'un batısında yeralan höyüklerin tamamı Eğriöz Suyunun güney tarafında bulunuyorlar ve Kerkenes Dağ'ın granit kütlesinden kuzeye doğru akan veya bölgedeki sayısız yıllık kaynaklardan gelen tatlı suya sahipler. Nehrin kuzey kıyısında böyle düzenli tatlı su kaynakları yok. Bu bölgede, doğu ve batı da kalan bölümlerle çelişen, höyükler arasındaki yakınlık, büyük ihtimalle su taşıyan granit ana kayaçtan kaynaklanıyor. Kerkenes Dağ'da ormanların yokolmasından önce suyun daha da bol olduğu düşünülebilir. Ormanların yokoluşunun tarihlendirilmesi önemli sorunlardan biri olarak görülüyor.

Taş Döşeli Şevlere Sahip Sitler

Bu türden üç sit incelendi: Keykavus Kale, Gözbaba Höyük ve Tilkigediği Tepe. Dördüncü bir sit ise Sümerin-Sivrihisar'da biliniyor. İki tane, birbiriyle ilişkili sorun var: tarihlendirme ve işlev. 1993 yılında yapılan gözlemlerde Keykavus Kaledeki taş döşeli şevlerin kireç harçlı kale duvarına kadar uzandığı ve dolayısıyla aynı döneme tarihlendiği düşünülmüştü. 1994 yılında Tilkigediği Tepe (Şekil 18) ve Tilkigediği Tepe Kulesinden elde edilen bulgular ise aksine taş döşeli şevlerin Demir Çağından kalmış olduğunu ve kireç harçlı Bizans kulesinin bu tür bir ek savunma düzenini içermediğini gösteriyor.

Tilkigediği Tepede yeralan sit, stratigrafyayı açıkça görmemizi sağlayan kaçak hazine kazılarından anlaşıldığına göre tek bir dönemi içeriyor. Keramik buluntular (Şekil 19, 20, 21, 22) Aka-Med Dönemine (yani Pers İmparatorluğuna) tarihleniyor. Bu Gözbaba Tümülüsünün (eğer gerçekten bir tümülüs idiyse) tarihi ve işlevini, ve Keykavus Kaledeki taş döşeli şevlerin tarihini bilinmez hale getiriyor. Bir gözetleme kulesi ve alarm düzeneğinin bulunduğu açıkça görülüyor; bu sistem Demir Çağında kurulmuş olabilir fakat keramik buluntular Kerkenes Dağındaki Demir Çağı şehrinden çok daha sonraki bir döneme ait olduğunu gösteriyor. Eksiltme yöntemine gidilecek olursa, bu sistem Aka-Med İmparatorluğu dönemine ait olmalıdır.


Hitit İmparatorluk Dönemi

Kerkenes Dağının Kuzeyinde ve Kerkenes'den görülebilecek kadar yakınında, Eğriöz Suyuyla Kötü Derenin kesiştiği yerde büyük ve çok dönemli bir höyük siti olan Kuşaklı yeralmaktadır. Bu yerin Hitit İmparatorluk döneminde (yani M.Ö. 2. binyılın ikinci yarısında) büyük bir kentsel yerleşke olduğu, ve daha önceki ve sonraki dönemlerde de önemini koruduğu uzun zamandan beri bilinmektedir. Sit konumu dolayısıyla da ilgi çekicidir, çünkü Alişar Höyük'tekine benzer sığ, geniş ve sulak bir vadi tabanında yeralmaktadır (Şekil 23 ve 29'u karşılaştırın). Helyum balonu blimp ile çekilen fotoğraflar sitin ve konumunun değişik öğelerini açıkça göstermektedir. Yüksek ve merkezi bir konumda bulanan höyük tarım amacıyla kullanılamamaktadır çünkü yamaçları çok diktir, ve fotoğrafta üstündeki kurumuş otlar nedeniyle kahverengi olarak görülmektedir. Aşağı yukarı oval biçiminde olan aşağı şehir tarla sınırlarıyla belirginleşmektedir; bir uçta bugünkü köy yoluyla kesilmiştir, diğer tarafta, balonun çekme halatının hemen üstünde görülen yuvarlak duvar parçası üstünde ise bir Hitit şehir kapısına ait olduğu sanılan taş örgü kalıntıları bulunmaktadır. Keramik parçaları (Şekil 24 ve 25) fotoğrafta balon çekme halatıyla aynı hizada yer alan duvar çizgisi boyunca, filiz ekmek amacıyla açılmış bir çukurda bulunmuştur. Yine çiftçinin açtığı sanılan bu çukurda görülen yanmış kerpiç kitlesine bakılacak olursa duvarın yanarak yokolduğu açıktır. Roma Döneminde sit daha da genişlemiş olmalıdır, fakat bu fotoğraftan pek anlaşılamamaktadır; ilkbaharda çekileek, farklı ekin boylarım gösteren fotoğraflar bu konuda ek bilgi sağlayabilirler, fakat yine de ana höyüğün üstünde bulunan kireç harçlı (Roma dönemi?) duvar çizgisi yılın bu zamanında da seçilebilmektedir. İki ağaç sırasının arasından menderesler yaparak akan Kötü Dere, Alişar'da olduğu gibi, Kuşaklı'da da ilk dönem yerleşkelerinin izlerinin metrelerce şilt ve alüvyon altında gömülü olduğu izlenimini vermektedir.

Kerkenes Dağ Araştırma Bölgesinde Yeralan Diğer Sitler

Diğer sitlerin bir listesi ve kısa tanımları ekte (Appendix 1) yeralmaktaır. Araştırma amaçlan ise bu raporun diğer kısımlarında açıklanmış ve ilgili bölümlerde ön sonuçların bir kısmı tartışılmıştır. İstenilen, tüm dönemlerdeki arazi kullanımı ve yerleşle düzenini mümkün olduğunca verimli bir biçimde belgelemektir. Toplanan bilgiler her sitte (imkan verdiğince) yerleşkeleri tarihlendirebilmek amacını sağlayabilecek biçimde minimumda tutulmuştur. Yukarıda anlatılan iki sitte ise yakın dönemde açığa çıkarılan ve toplanması mümkün olan malzemeler açıkça birbirleriyle yakından ilgili göründükleri için özel bir inceleme konusu oluşturmakta ve ayrı bir yayını hakketmektedirler. Diğer bir taraftan da, araştırma yapılan alanlara ait ve bugünkü arazi kullanımı, inceleme sırasındaki toprak örtüsü, vb. konuları irdeleyen detaylı yazılı belgeler hazırlanmaktadır; sitte küçük bir grup keramik örneği kanıt olarak ve ilerdeki çalışmalarda kullanılmak üzere toplanmadan önce, yüzeyde görülebilen tüm Keramik buluntular incelenmiş ve bunlara dair notar alınmıştır. Araştırma tüm dönemleri kapsamaktadır; Şekil 26 ve 27'de yeralan örnekler iki köyde bulunan Yüksek ve Geç Bizans dönemlerine ait devşirme elemanlardır.

İçerik
 














 

 

Şekil 18



Şekil 19



Şekil 20

Şekil 21

Şekil 22

Şekil 23

Şekil 24

Şekil 25

Şekil 26

Şekil 27



Şekil 28

Şekil 29