K Ana Sayfa  

Kapak

Sayfa 2 - 3

Sayfa 4 - 5

Sayfa 6 - 7

Sayfa 8 - 9

Sayfa 10 - 11

Sayfa 12 - 13

Sayfa 14 - 15
 

Şekil 16: Çizik işaretli kırmızı sırlı toprak kap. Azami çapı: 26cm.

Şekil 17: 2000 yılında ele geçen keramik kapların üzerine çizilmiş biçimde bulunan on işaret.

Şekil 18: "Kapadokya Kapısı"nın kapı geçidini üstü açık olarak gösteren rekonstrüksiyon önerisi.

çoğunun harf olduğu düşünülen 10 adet işaretten ibarettir (Şekil 16 ve 17); bunlar 'Saray Yapı Grubu'ndan ele geçen keramik kapların yüzeyine çizilmiş olarak bulunmuştur. İşaretler genellikle tekildir, fakat bir tanesi iki şekilden oluşmaktadır. Bunların, kaplar pişirildikten sonra çizildiği anlaşılmaktadır. İşaretlerden bir kaçına sürahilerin sırt kısmının üst tarafında rastlanmış olup, bunlar kulbun arkasında kalan bölgeye ya da kulbun biraz sağına yerleştirilmişlerdir. Bu dikkatli yer seçimi, grafiti ihtimaline terstir ve bilinçli bir kayıt tutma çabasını örneklemeleri mümkündür. Bir huni ve bir tabanda rastlanan işaretler, bunların kapların kapasite ya da içerikleri ile ilgili olmadığını düşündürmektedir. Amaçları bilinmeyen bu işaretlerin, üretici ya da iyelik gösterip göstermediği ya da kapların kullanımı ile ilgili idari bir gösterge olup olmadığı bilinmemektedir.

İşlevleri ne olursa olsun bu işaretler, yazılı ya da yazısız bir kayıt tutma düzeni olduğunu göstermektedir. Ayrıca, bu özel sistemde kullanılan dilin yerel (yani Anadolu'ya özgü) olması mümkündür. Bu durum kabul edilecek olursa, bu bir kaç işaretin Kapadokya dilinin Frigya'nınkine benzer bir alfabetik düzende yazılışına dair ilk bulgular olabileceği düşünülebilir.

'Kapadokya Kapısı'
'Kapadokya Kapısı'nın yeni mimari rekonstrüksiyonları ile grafik simulasyonları, bu etkileyici anıtın özgün görünümü ile ilgili gerçekçi görüntüler elde edilmesini sağlamaktadır (Şekil 18). Aynı zamanda bu görüntüler, ancak önümüzdeki üç yıl içinde kapı geçidi ile buna bağlanan iç odanın tamamen temizlenmesi ile cevaplandırılabilecek bir takım mimari sorunları ortaya çıkarmaktadır. En önemli bilinmezler arasında, büyük ihtimalle taş olan özgün yol kaplaması ile kapı geçidinin drenajının nasıl sağlandığı sayılabilir. Özellikle Şekil 18'de gösterildiğinden daha dar olduğu takdirde kapı geçidinin dış tarafında, geçidin iki tarafına eklenen kuleler arasında geçiş sağlayacak biçimde bir üstyapı bulunduğu düşünülebilir; böyle bir düzenlemenin, kapının savunulması açısından da uygun olacağı açıktır. Fakat kapı geçidi üzerindeki yolun bir tonozla mı yoksa uzun, yatay ahşap kirişler üzerinde mi taşındığı bilinmemektedir. Kulelerin ön tarafında yer aldığı düşünülen kumtaşı dendanların geçidin üzerinde de devam ettirilmiş olması mümkündür. Asur ve Urartu Demir Çağı şehir kapılarının tanımlarından, geçit dendanlarının kulelerinkiler kadar yüksek olmayıp, surlarla aynı hizada bulunmasının tercih edildiği anlaşılmaktadır. Rekonstrüksiyonda, yükün çıkma parapetler üzerinde taşınamayacak kadar fazla olması nedeniyle kumtaşı dendanlar duvarla hemyüz olarak gösterilmiştir. Kumtaşı blokların birçoğu, ki kullanımları geçidin kuleleriyle sınırlıdır, en az bir yüzlerini kısmen pembeleştirecek düzeyde yüksek ısıya maruz kalmışlardır. Bu durum, yapısal ahşap elemanların kullanılmış olduğuna işaret etmektedir. Önümüzdeki yıllarda yapılacak temizlik çalışmalarıyla, geçişi kontrol etmekte kullanılan çift kanatlı kapıların yerlerinin belirlenmesi de mümkün olabilir.

Eğimli taş kaplı yüzeylerin (glacis) doğu bölümünün ön kısmından elde edilen yangın kalıntıları, kulelerin üzerinde ahşap korunaklar bulunduğu biçiminde yorumlanabilir. Genellikle sert seyreden iklim koşullarına karşı bir takım korunaklar yapılmış olması şaşırtıcı değildir.

Kapı ve çevresinde yapılacak temizlik ve kazı çalışmaları öncesinde, hem koruma sorunlarını hem de ziyaretçilerin güvenliğinin sağlanmasını ele alan detaylı bir konservasyon ve sınırlı rekonstrüksiyon önerisi hazırlanmaktadır.


 
  K Ana Sayfa