|
Şekil
6: Özel olarak seçilmiş bir hektarlık
bir alan üzerinde yürütülen direnç yüzey araştırması. Zemin jeolojisinden
çok hidrolojiden etkilenen sonuçlar, manyetik yüzey araştırmasıyla
karşılaştırıldığında bazı detayları daha açık biçimde göstermektedir.
Şekil
7: Aynı alanda gradyometre ile yürütülen yüzey araştırmasında
elde edilen veriler, yangın sonucu yokoluşun izlerini ve zeminaltı
jeolojisini vurgulamaktadır.
Şekil
8: Yine aynı alanda elektromanyetik iletkenlik yöntemiyle
yapılan deneyler, bu yöntemin de ilerisi için potansiyel oluşturduğunu
düşündürmektedir.
Şekil 9:
Sağ kısımda paralel biçimde düzenlenmiş oda sıraları görülen 80 x
60m büyüklüğünde bir alanın manyetik görüntüsü.
Kent Dinamikleri
Özel önem taşıyan bulgulardan biri megaron olabileceği düşünülen iki
yapıya rastlanmasıdır. Belirleyici nitelikleri arasında beşik çatısı,
yarı açık portiği ve merkezi ocağı sayılabilen megaron, Frigya ile
kültürel bağı olan bir yapı tipidir. Özgün yapı adası sınırlarının
kesinlikle dışında kalan bu iki yapı, boyutları 10 x 12 metreye ulaşan
büyük binalardır. Bulunan bu megaronlar, şehrin, yok edildiği M. Ö.
547 yılına doğru belki de yavaş yavaş Anadolululaştığının göstergesi
olabilir.
Şehrin merkezi kısmından 80 x 60 metrelik bir alanda bulunan yeraltı
kalıntılarını gösteren bu resim (Şekil 9),
incelenen geniş alanda sık sık rastlanan yapı tiplerine örnek oluşturabilir.
Sol alt köşede arazi eğrisine paralel biçimde kıvrılan bir sokak ile
orta sol kısımda ağır yangın geçirmiş bir grup yapı görülebilir. Orta
sağ kısımda ise, aralarında bir koridor bulunan her biri 6 x 4m büyüklüğünde
odalardan iki paralel sıra halinde düzenlenmiş başka bir bina bulunmaktadır.
Sol taraftaki oda sırası, sağ taraftakinden daha uzundur. Depolama
amacıyla kullanılmış olabilecek bu kadar fazla sayıda hücrenin aynı
yapı adası içinde bulunması garip görünmektedir. Daha boş görünen
sol taraftaki bir başka dikdörtgen alan içinde ise, sık rastlanan
iki-odalı yapı tipine uygun bir bina bulunmaktadır.
Şehrin orta kısımlarında yürütülen jeomanyetik yüzey araştırması,
geniş, açık bir kamusal alanın varlığını ortaya çıkarmıştır. Bu alanın
kullanım amaçlarından biri açık pazar olabilir; şehir surları içinde
bu amaçla kullanılmış olabilecek başka bir alana rastlanmamıştır.
Şehrin yapay su rezervuarlarından en genişi olan Büyük Göl'ün kuzeybatısında
yer alan bir kaç ana cadde bu alana teğet geçmektedir. Özel bir nedenle
yapılaşmaya açılmamış olan bu geniş ve düzeltilmiş alan, yerleşimin
orta kısmında korunmuş bir bölgede yer almaktadır. Eylül ayında tamamen
kuruduğu dönemde Büyük Göl'ün tabanında yapılan yüzey araştırması
sonucu elde edilen görüntüler, göl çukurunu çevreleyen yapay kıyıların
altında kalın duvarlar bulunduğunu göstermiştir.
Yine tamamen kuruduğu bir dönemde belgelenen ve yüksek güney sırtlarında
yer alan Sülüklü Göl'ün aksine, Büyük Göl'ün tabanında özenli bir
işçilikle yapılmış taş bir kaplama tabakası bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Genel planlı bir kentsel su yönetim sisteminin parçası olan bu havuz
ve rezervuarlar, herhalde bir hiyerarşi çerçevesinde belirlenen farklı
işlevlere sahipti.
|
|